İstanbul
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.92
  • ALTIN
    2435.8
  • BIST
    9645.02
  • BTC
    66792.91$

Denizlerimizde Olması Gereken Balıkçılık

10 Aralık 2022, Cumartesi 05:46
Denizlerimizde Olması Gereken Balıkçılık

Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz, balıkçılıkta da ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Göç yolları ve göç balıkları, kendi bölge ve denizlerine ait balık ve balıkçılık olarak değerlendirilebilir.

Her ne kadar denizlerimiz birbirine bağlı olsa da balıkların mevsimi ve avlanma şekilleri farklılık göstermektedir. Sürdürülebilir bir balıkçılık bütün balıkçı camiamız tarafından benimsenmesi gereken temel amaç olmalıdır. Yoksa denizlerimizin balıkçılık ömrü çok uzun görünmüyor.

Özellikle Karadeniz’i yazmak ve siz okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Bu yazıda şahısları ve onları yargılamak değil, hepimizi ilgilendiren sorunlardan bahsetmek istiyorum. Denizler bu ülkenin biz vatandaşlarının  gelecek adına ortak mirasıdır. Problemde bir, çözümde bir, aklın yolu da bir...

Hepimizin malumu denizlerimizde balık stokları yıldan yıla azalmakta, bazı balık türlerimiz yok olmakta, bu süreç hep aleyhimize işlemektedir. Bu eskiden geleneksel yapılan balıkçılıkta böyle olmaz ve bu balıklar hep var olurlardı.

Günümüz balıkçılığı modern ve endüstriyel balıkçılığa evrilmeye başlaması ile maalesef yeterli kalıcı ve akılcı tedbirleri alamadığımız için bu istenilmeyen sonuca doğru gitmektedir. Ülkemizde dışa açılım ve sanayi gelişimi, buna bağlı yeni yönetimsel açılımlar, gelişmeler neticesinde seksenli yıllardan sonra balıkçılık sektörüne yapılan mali destek, yeni ve modern tekneler ve gelişen sektörü beraberinde getirmiştir. Ahşap tekneler yerini saç teknelere, tek ve küçük motorlu tekneler, büyük güçlü ve çoklu motorlu, ikili makinalar üçlü makina gücüne ulaşmıştır, endüstriyel teknelere doğru hızla bir yarış içerisinde gidilmektedir. Bunlar bizleri heyecanlandıran güzel gelişmelerdir. Teknelerimiz, buna bağlı sanayimiz ve modern teknolojinin nimetleri bizleri sevindirmektetir. Çok güzeller... Çok güzel gelişmeler...

Bu sektörümüzün ve bizlerin unuttuğu en önemli bir şey var, o da bu teknolojinin büyümesi ile beraber balık üretimimiz artmış ve stoklarımız çoğalmış mıdır? Hatta tekne ve motorlar ve güçleri büyürken bunların kullandığı alanlarında büyümesi gerekir. Maalesef tam tersine denizlerimiz yüz ölçümü aynı, balık stokları da yok olma durumu ile karşı karşıya... Burada yanlış giden bir şeyler var. Bu durumda ne kadar gidebiliriz, maalesef gidemeyiz.

Sezonlarımız eskiden altı yedi ay sürerken şimdi üç aya kadar kısaldı. Yedek taşıyıcı kapasitesi ve tonajları buna bağlı arttı, sezon kısaldı. Büyük balık bulucu cihazları ve sonarları stok ve yoğun balıkları daha kolay buldu, eko dalgaları ile kovaladı, sezon kısaldı. Maaşlı balıkçı tayfaları kısa sezondan çok karlı çıkamadı, üç veya dört maaşla kaldı, iyi sezonlarda takım sahipleri ve bağlı sektör kazandı çalışan az kazandı.

Ne olması lazım...

Hep oturup tartışalım, konuşalım, bu denizler hepimizin...

Acı reçete...

Denizlerimizde devletimizin ortak kararla koyduğu bir alt sınır var, buna bir de üst sınır getirmek gerek ki balığa yani av hayvanına kaçabilme imkanı verilsin. Zaten bazen kendini otokontrolle bu şekilde kurtarıyor yoksa stoklar daha erken bitecek. Yani onsekiz veya yirmidört metre alt sınır ise üst sınırda yetmişbeş veya yakın bir derinlik olmalıdır. Balık kaçabilsin ki diğer sezon bize hem büyüyerek hemde çoğalarak gelebilsin. Ağ derinlikleri ve boyları, tekne boy ve motor sayıları, buna bağlı masraf ve giderler, tayfa sayısı da azalmış olacak ki doğal olarak küçülmüş olunacak ve sezon da bu bağlı uzayacak daha rantabl olacaktır. Karadeniz’de tekne boyları yirmi yada yirmibeş metreyi aşmamalıdır. Büyük teknesi olan arkadaşlar şu an buna çok kızıyor olabilirsiniz ama sizde biliyorsunuz ki Karadeniz küçük geliyor sizlere, balığın kaçma şansı şu an yok. Haberini aldığınız balık sürüsünün av alanına kısa sürede ulaşarak onu maalesef hemen avlayarak ortadan kaldırıyoruz. Efendim bu kadar büyük takım bu kadar malzeme ne olacak o zaman diye sorulabilir.

Bu konuda benim şahsi fikrim şudur. Bu konuya devletimiz el atmalı ve siz tekne sahiplerini uluslar arası anlaşma ile Akdeniz ve okyanusa balıkçılığa istekli olarak çıkarmalı Karadeniz’de kalmak isteyenleri de yeniden yapılandırmalı, yeni kurallarını net koymalıdır. Yoksa gidişat biz istemesekte sonuç kaçınılmaz olana doğru gitmektedir. Biz balıkçı camiası bu yazdıklarımı aslında aramızdaki bireysel muhabbetlerde masaya yatırıyoruz. Gerçekler er yada geç gerçekleşir.

Bir sonraki yazımız büyük son ve sorun Orta Su Trolü ile ilgili olacaktır.

Biz balıkçıyız hiç kimsenin hasmı değiliz yazılarımız ortak sorunlarımızdır...

06.12 2022

Seyfi Öztürk

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.