İstanbul
16 Mart, 2025, Pazar
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Ömer Faruk KARA "Avcılık ve Kültür Balıkçılığında Yıllık Kişi Başı Balık Eldesi" 2/2

15 Temmuz 2023, Cumartesi 16:04
Ömer Faruk KARA "Avcılık ve Kültür Balıkçılığında Yıllık Kişi Başı Balık Eldesi" 2/2

MAKALENİN BİRİNCİ BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ

Ömer Faruk KARA "Denizlerimizdeki Balık Nüfusunun Çöküşü; Bilimsellik, Av takvimi Av Kotası ile Önlenebilir" 1/2

II. BÖLÜM

Türkiye’nin avcılık yoluyla toplam balık elde si denizlerden 331 281 ton balık/yıl, iç sulardan ise 33 119 ton balık/ yıldır. Deniz ve iç sulardan Kültür (yetiştiricilik) yoluyla 421 411 ton balık/yıldır. Avcılık ve kültür balıkçılığıyla olan toplam üretim 785 811 ton balık/yıldır (TUİK 2020). Balık üretiminin yaklaşık % 45’ı doğal sucul kaynaklardan (deniz ve iç sulardan) avcılık yoluyla, % 55’ı ise akva kültür yoluyla elde edilmiştir.

Balıkçı başına yıllık balık elde sini, avcılık yoluyla gerçekleştirilen miktar ile yetiştiricilik yoluyla üretilen miktarları yalın bir açıklama ile ortaya koyabilmek olasıdır.

Şöyle ki; Deniz av gücümüz balıkçı olarak, 56 500 balıkçıdır. İç sularda avcılık yapan 12m.den küçük balıkçı tekne adedi 2 831 adettir (Gün.,Kızak.,2019).  Tekne başı balıkçı sayısını 1.5 kabul edersek (genelde iç sularda balıkçılık tek kişiyle yapılır) yaklaşık 4 500 balıkçı, 33 119 ton balık/yıl üretim gerçekleştirmektedir. İç sular ve denizlerde 2 167 tesiste, akva kültür (yetiştiricilik) yoluyla üretim yapılmaktadır. Bu tesislerde istihdam edilen balıkçı adedi 10 500 olarak tahmin edildiğinde, (istatistiklerde çalışan iş gücü gösterilmemiş) 2020 yılı için toplam 785 811 ton balık/yıl üretimi gerçekleştiren balıkçı iş gücü, avcılık 56 500 + 4500 =  61 000 + 10 500 yetiştiricilik olmak üzere toplam 71 500 balıkçı bu üretimi geçekleştirmiştir.  

Bu bağlamda toplam balıkçı başı, ortalama üretim 785 811 ton balık/71 500 balıkçı = yaklaşık 11 ton balık/kişi yıldır.  Deniz ve iç sularda yapılan avcılıkta, balıkçı başı 353 500ton balık/61 000 balıkçı = yaklaşık 6 ton balık/yıl üretim gerçekleştirirken, balık yetiştiriciliğinde 421 411 ton balık/ 10 500 balıkçı = yaklaşık 40 ton balık/kişi yıl üretebilmektedir. Yıllık kişi başı yetiştiricilik balık üretiminin, avcılık yoluyla olan kişi başı üretimi yaklaşık 6.6 kat katladığı yadsınamaz.

Balıkçı başına hesaplanan yıllık balık elde sinde, kişi başı üretimde en verimli kesimin, akva kültür alanında çalışan balıkçıların olduğu, onu endüstriyel ve geleneksel balıkçıların izlediğidir.

Yetiştiricilik Yoluyla yapılan Balık Üretiminin Yıllık GSYİH’ ya Katkısı

Tablo 1 de verilen 2020 yetiştiricilik yoluyla üretilen deniz ve iç balıklarının tür bazında toplam üretim miktarı 421 411 ton balık/yıl olup, bu ürünün ortalama yıl içi satış değerleri toplamı 11 696 508 970 TL/yıldır. Bu balığı üreten balıkçı adedi ise, 10 500 balıkçı/yıldır.

Tablo 1.  2020 deniz ve iç sularda yetiştiricilik türleri miktar ve türler bazında balık hali yıllık ortalama satış fiyatları (Çöteli;2021)

Buradan 11 696 508 970 TL/10 500balıkçı/yıla bölündüğünde bir kültür balıkçısının GSYİH’ ya olan yıllık katkısının 1 113 953 TL olduğu görülmektedir. Buda kültür balıkçılığının parasal getiri açısından diğer balıkçılık türlerinden üstün olduğunun kanıtıdır.

Avcılık Yoluyla Yapılan Balık Üretiminin Yıllık GSYİH’ ya Katkısı:

Deniz ve iç sularda ekonomik önemi olan demersal ve pelajik balıkların avcılık yoluyla elde edilen balığın, parasal tür bazında yılık ortalama fiyat değerleri,  İzmir BB. Gürpınar balık hali 2020 yılı balık ortalama satış fiyatları temel alınarak hesaplanmıştır(Tablo1).  Bu hesaplamalar sonucu avlanan ürünün GSYİH ’ya olan katkısı ve balıkçı başına düşen ortalama parasal değer tahmin edilmiştir

Tablo 2 de verilen avcılık yoluyla deniz ve iç sulardan 2020 itibariye üretilen balık miktarı 353 500 ton balık/yıldır. Bu balıkların yıllık balıkhane satış ederi 8 520 845 000 TL/yıldır. Deniz ve iç sulardan avcılık yoluyla üretimi gerçekleştirentoplam balıkçı adedi, 61 000 balıkçıdır.  Buradan 8 520 845 000 / 61 000 = yaklaşık 140 000 TL balıkçı/yıl GSYİH’ ya parasal değer yaratılmıştır.  Deniz balıkçısının kişi başı ortalama ederi 8 087 801 000 TL/56 500 balıkçı = yaklaşık 143 000TL balıkçı/yıldır. İç su balıkçısının ise, 664 000 TL /4 500 balıkçı = yaklaşık 15 000TL balıkçı/yıldır. 

Tablo 2. TÜİK 2020 avcılık yoluyla denizlerden ve iç sulardan avlanan ekonomik önemi haiz balık ve diğer deniz canlılarının av miktarları (ton/balık) Ortalama kg. satış fiyatları (İBB;2020)

Balıkların, balık halinde genelde kabzımala satışından sonra, balık esnafı ve perakendecide yaratılan katma değerden sonra, dayanıksız tüketim ürünü olması nedeniyle, son alıcıdaki (tüketicide) fiyat genelde balık hali satış fiyatını ikiye katlar.

Balık Yetiştiriciliğin (akuakültür ) Avcılığa Olan Gereksinimi:

Kültür balığı yetiştiriciliğinde, balıkçılığın doğaya zarar vermeden sürdürülebilirliği, üretilen veya üretilmek istenen karnivor türlerin (doğada balıkla beslenen ) beslenmesinde kullanılan balık yeminin hammaddesi,  genellikle ekonomik önemi olmayan deniz balıklarından elde edilir.

Karnivor (etçil) balıkların (alabalık, levrek, çupra v.b) yetiştiriciliğinde veya besiciliğinde, kullanılan balık yemi içeriğinde balık unu katkısı en az %50-60 olması, doğada beslenen balıkla eşdeğer besi ve damak tadı vermesi açısından önemlidir. Yapılan araştırmalarda, doğada örneğin bir alabalığın veya levrek, çupra gibi balıkların bir kilogramağırlığa erişebilmek için, en az 3 kilogram sucul canlı (balık) tükettiği not edilmiştir. Bu bağlamda kültüre alınan karnivor balıkların 1 kg. ağırlığa erişebilmelerinde balık yemi hammaddesi karışımının en az %50-60 arasında balık unu içermesi, kültüre alınan balığın besi değeri açısından doğadaki ayni tür ile eşdeğerliğini sağlayacaktır.

Balık unu sanayinde 5 kilogram balıktan 1 kilogram balık unu elde edilir. Bir porsiyon satış boyu ağırlığındaki (300-350 g.) Alabalık, levrek, çupra vb. kültür balıkları, bu ağırlığa erişme sürecinde ağırlığının ½ si kadar balık yemi içeriğinde, bulunan (150-175 g.)   balık unu tüketir.

Tablo 1 de verilen çizelgede kültür balığı yetiştiriciliğimiz 2020 yılı için 421 bin ton balık/yıl olduğuna göre, bu ürünü elde edebilmemiz için, (yalnız kültüre aldığımız balıklar), 200 bin ton balık ununa gereksinimiz vardır. 200 bin ton balık unu ancak bir milyon ton balıktan elde edilir. Bizim denizlerimizde bu kapasitede balık ununa elverişli balık stokumuz yoktur.

Yılda doğadan avcılık yoluyla avladığımız balık miktarı her sene küçülerek yaklaşık 330 bin ton balık/yıl oldu. Denizlerimizde balık unu sanayinin ham maddesi olacak balık türü çaça balığı olup, bu türün senelik av verimi 30-40 bin ton balık/yıldır. Balık unu için bir diğer kaynak balık sanayiinde işlenen balıkların fileto çıkarılmasından sonra geriye kalan ve balık ağırlığının yaklaşık %25-30 kadarı oluşturan baş kılçık ve iç organ karkasıdır.

Ülke balıkçılığının geleceğinin planlanmasında, sularımızda üreyen, yoğun stok oluşturan ve av veren hamsi, istavrit, sardalya vb.,  tür otçul balıkların her yıl avlanabilir stokunun miktarı kota ile sınırlandırılmalıdır. Balıkçılığa getirilen sınırlı avlanma ile yaşını doldurmamış otçul balıkların, yumurta dökerek en az bir kez olsun neslinin devamını sağlayamadan gırgır balıkçılığı tarafında yoğun ve aşırı avlanarak, balık unu fabrikalarına peşkeş çekilmesi önlenmelidir.

Eğer kültür balıkçılığı üretiminde bu gün için elde edilmiş üretim verimliliğini, daha yükseklere taşınması isteniyorsa, balık unu temini ithalat yoluyla teşvik edilmelidir.  Balık unu dünya piyasasında 1 300 –

1 400 $ fiyat arasında işlem görmektedir (TAGEM.,2019). Bir ton balık ununun kg. maliyeti 25-27 TL arasındadır.

Bizde Hamsi, istavrit ve sardalya balıklarının perakende fiyatları bu gün için 50 liranın altına düşmemektedir. Halkın damak zevkine uygun adı geçen balıklar, kırmızı ete göre, fiyatı çok uygun önemli bir protein kaynağıdır. Balık unu ile beslenen alabalık, levrek, çupra gibi balıkların iç piyasada bu gün için perakende satış fiyatları 90 – 120 TL/kg., ihracatta 6-7 $/kg. arasındadır.

Tarım Sektörünün Balıkçılık Dâhil GSYİH’ ya Katkısı:

TÜİK verilerine göre tarım sektöründe istihdam edilen kişi sayısı ise 2002'de 7 milyon 458 bin kişiyken, 2020 Şubat ayı itibariyle 4 milyon 157 bin kişiye gerilemiştir (14 May 2020). Tarım sektörünün 2020 yılı sektörler bazında balıkçılık dâhil GSYİH da olan payı %4.8dir (Şekil.3). 

Buradan kişi başı ortalama katma değer 5 trilyon 48 milyar TL / 100 x 4.8 = 242.3 milyar TL üretilen ürün değeri. Yaratılan kişi başı katma değer (242.3 milyar TL/ 4 milyon 157 bin çalışan) = 58 455 bin TL dir.   

Toplam tarım işçisinden balıkçılıkta çalışanlar çıkarıldığında 4 157 000 – 71 000 Balıkçı =4 086 000 tarım işçisidir. Tarımın GSYİH’ da payı ise, %4.8- %04= %4.4 olacaktır (Şekil 3).       

Tarım işçisinin balıkçılık dâhil (4 milyon 157 bin kişi) 2020 yılı için GSYİH ’da yarattığı katma değer 242.3 milyar TL dir (TÜİK 2020). (https://tr.euronews.com › Haber › Dünya)

    Şekil 3. GSYİH, iktisadi faaliyet kollarına göre A10(1) düzeyinde büyüme hızları (TÜİK, 2020)

                       

Bir tarım işçisi GSYİH ya 2020 yılında 58 445 TL katkı sağlarken, Tarım sektörü içinde Balıkçılığın GSYİH’ ya kişi başı katkısı; GSYİH 2020 yılı yaklaşık 5.047.909.000.000TL/20 000 000 000 TL balıkçılık= 100/252=%039 nü balıkçılık oluşturuyor. Balıkçının kişi başı üretimi 20 000 000 000TL/71000 balıkçı = yaklaşık 281 000 TL yıl/kişidir. Buda bir balıkçının yaklaşık 5 tarım işçisinin üretimini karşıladığının somut kanıtıdır.

Balıkçının ve balıkçılığının ülke ekonomisindeki önemi göz ardı edilmeyerek, balıkçılık kendine özgü bilim disiplinlerinde, liyakatli, uzman, ehil bilim insanların yönetiminde yeniden planlanıp yapılanarak, ülke ekonomisine olan katkıları sürdürülebilir balıkçılık felsefesine göre yönlendirilmelidir.

Sonuç ve Öneriler:

Denizlerimizde av sezonunun yeniden yapılanması hususu gündeme alınır ve ekonomik öneme sahip balıkların av üretim takvimi ve av kota miktarlarıen az üç sene için sıkı bir takiple izlendiğinde, eşeysel erginliğe ulaşmış balıklara en az kendilerini meydana getirme fırsatı verileceği için, hedef tür balıkların stoklarının yenilenmesi gerçekleşebilecektir. Diğer bir ifade ile aşırı avlanma ve yoğun av baskısı azalacaktır. Bu uygulama balıklarda bireysel boy ve ağırlık artışını beraberinde getirecektir. Bu da balığın pazar şansını ve fiyat artışını güçlendirecektir. Bu oluşumlar zaman içinde balıkçının ekonomisine pozitif katkı sağlayacaktır.

Çalışma sürelerini doldurmuş gırgır teknelerinin yenilenmesi durumunda, ekonomik açıdan sularımız sahil balıkçılığına uygun 20-22m.boy, 360-450 Hp. ana makine gücüne uyumlu gırgır ağı ile donatılı saç gırgır teknelerin yapılması, avlanma iş gücünde sağlanacak olan personel (balıkçı) ve akaryakıt tasarrufu nedeniyle yapılan balıkçılık çok daha ekonomik olacaktır.

Çöken ve azalan balık nüfusunun sorununa çözüm olabilecek, kota önerisi gündeme alınıp tartışılmaz ve sistemin eskisi gibi devamı istenirse, yüksek av gücüne sahip aktif 600 den fazla gırgır takımları, günümüzde ve gelecekte denizlerimizde yeterli balık bulamayacaktır. Ya da avladığı balığın getirisinin yapılan av masraflarını karşılamaktan uzaklaşacağı gerçeği ile bir kez daha yüzleşecektir.

Endüstriyel balıkçılık av gücüne takvim ve av kotası konmasının somut bulguları, denizlerimizde ekonomik önemi olan çoğu pelajik ve demersal anaç balıkların yumurtlama dönemi olan yaz aylarında, yumurtadan çıkan yavru bireylerin 15 Nisan’dan 30 Ekim’e kadar olan 6-7 aylık süreçte boylarında ve ağırlıklarında kayda değer artışlar olacaktır. Özellikle lüfer (defneyaprağı ve çinakop boyutlarından) sarıkanat boyuna; palamut balığı (vonoz boyutundan) 350-400 gr ağırlığa, uskumru-kolyoz (vonozları) vb. balıklar boy ve ağırlık kazanarak, gelecek senenin avını oluşturacak boyuta gelebileceklerdir.

Kota ile getirilen avlanma takvimi (1 Kasım-29 Şubat) 3 sene için, 120 günle sınırlanırsa, kotasını tamamlayan takımlar avdan çekileceği için, stoklar üzerine olan av baskısı azalacaktır.Bu durum denizel ortamda stoku devam ettirecek miktarda avlanmamış balıkların gelecek seneye kalmasını sağlayacaktır. Gelecek senin stokunu oluşturacak bireyler, örneğin hamsi, lüfer (sarıkanat), palamut, sardalye, istavrit vb. bir (1) veya bir artı (1+) yaşını dolduran dişiler eşeysel olgunluğa erişip, yumurtlayarak stokun yenilenmesine katkıda bulunacaktır. Gırgır balıkçımızın ikinci senenin av sezonunda, avlayacağı balıkların önemli bir kısmını kofana, torik, orta boy istavrit ve 54-60 adedi 1 kg gelen hamsi oluşturacaktır. Ortalama boy ve ağırlık açılarından kalibrasyonu yüksek balık türlerinin pazarlama sorunu olmayacağı gibi satış fiyat getirisi de yüksek olacaktır. Bu da, balıkçının refahına artı katkı sağlayacaktır.

Günümüzde, kültür balığı yetiştiriciliği dünyada olduğu gibi, bizde de son yıllarda yarattığı istihdam ve katma değer açısından önemi inkâr edilemez bir boyut kazandı. Türkiye’nin alabalık, levrek, çupra vb. türlerin yetiştiriciliğinde, Avrupa da ilk sıraları almış olması, üretimin ihraç boyutları ve GSYİH ya katkı ve kişi başı/yıl ürerim verimliliği yine ortalama ürün kg. Balık/6-7$ döviz ederi olması, balık yetiştiriciliğimizde gururumuz olduğu yadsınamaz.

Bu resmin oluşumunda, şüphesiz son 20 senede özel sektörce kurulan ha çerilerde (kuluçka hane) özellikle çupranın döllenme tekniğinde kazanılan bilimsel yetenek, balık larvalarının günlük ölüm oranlarının en düşük seviyelerde olmasını sağlayan bilimsel AR-GE çalışmaları, anaçlardan elde edilen yavru (juvenil) balıkların, düşük ölüm oranıyla, yüksek oranda satış boyuna kadar getirilmesinde önemli rol oynadı.

Dünyada olduğu gibi bizde de kültür balık üretimini daha yüksek üretim boyutlarına taşımak ancak balığın tercih ettiği yemi üretebilmekle mümkündür. Karnivor balıkların doğadaki yemi otçul balıklar ve kendinden küçük balıklardır. Dünya deniz balık nüfusunun en yüksek yüzdesini otçul (fito ve zooplanktonla beslenen)  balıklar oluşturur. Otçul balıkların ekonomik getirisi karnivor balıklara nazaran çok düşüktür. Bu nedenle, balık unu sanayiinde vaz geçilmez pazardır. Bizim sularımızda yoğun stoklar oluşturan hamsi, sardalya, kıraça istavrit gibi otçul balıklar halkın talep ettiği ve piyasa değeri halkın bütçesine uygun balıklardır. Bu balıkların sıfır yaşında ve yumurta dökmemiş genç bireyleri, kanunen avlanmaması gerektiği gibi, halk tarafından da tercih edilmez. Balıkçının isteği dışı avlanan bu balıklar balık unu sanayinde pazar bulduğu için, balıkçı denizde satış boyunda balık bulamadığında, tercihini satış boyu altındaki bu türleri avlamakta, elek üstü kalan satış boyundaki balıkları da, piyasada değerlendirmektedir. Bu keyfiyet, her sene bu türlerin stoklarının küçülmesinin önemli nedenlerinden biri olmaktadır.

Eğer Türkiye kültür balıkçılığında yüksek miktarlarda Pazar hedefleri amaçlıyorsa, uluslararası pazarlardan ithalat yoluyla balık yemi için, balık unu teminini misyon edinmelidir. Bu da gırgır balıkçısının denizlerimizdeki, satış boyun altındaki balıkları avlama talebini önleyecek ve mevcut stokun üremeyle kendini yenilemesini ve stoklarının artışını sağlayacaktır.

Dünyada balıkçılığın sürdürülebilirliği için, özellikle denizlerde her yıl yapılan ve yapılması gereken güdümlü deniz araştırmaların finansal gereksinimi, uzay araştırmalarının finansal gereksiniminden sonra gelen yüksek bütçeli araştırmalardır.

Türkiye deniz ve iç suları güdümlü balıkçılık araştırmalarını sürdürülebilir boyuta taşıyabilecek, denizler için birer ve birde iç sular için toplam 5 araştırma istasyonuna gereksinimi vardır. Ayrıca denizlerimiz için de metin içinde geçen, özel maksatlı en az 3 adet balıkçılık araştırma gemisine ihtiyaç vardır. Sayıları yaklaşık 20 adede varan Su Ürünleri fakülteleri yeniden yapılandırılarak ülke balıkçılık gereksinimiyle örtüşen nicelik ve niteliktesayıya taşınması akılcı bir yaklaşım olacaktır.

 

Ülkemiz balıkçılığının gereksinimi olan deniz ve iç sular balıkçılık araştırma giderlerinin, genel bütçeye yük olmadan bulunabilir kaynak için öneri; her yıl üretilen ve balıkhaneden geçen balıkların satış ederi üzerinden, parlamentodan yasayla çıkarılacak binde beşlik (%o5) “balıkçılık araştırma fon” kesintisidir. Hayata geçebilir bu uygulamada, balıklar ve balıkçı yarattığı parasal kaynakla, kendi nesillerinindevamını koruyabilir olacaklardır.

 

Son söz Yaşını doldurmamış balığı yaşat ki; yaşayasın.

Em. Öğr. Gör. Ömer Faruk KARA 

Deniz ve Balıkçılık Bilimcisi

 

Ömer Faruk KARA:1941 Giresun doğumlu olup, Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Zooloji-Jeoloji Bölümünde tamamlamıştır. 1967 yılında İ.Ü Hidrobiyoloji Araştırma Enstitüsünde Balıkçılık Biyoloğu olarak göreve başlamıştır.

1970–1972 yıllarında Birleşmiş Milletler (UNDP-FAO) ile müşterek yürütülen “Türkiye Balıkçılığını Geliştirme Projesi’nde” FAO biyologları ve diğer araştırmacı uzmanların konturpartı olarak proje süresince çalışmıştır.

1972–1973 yıllarında FAO bursuyla Norveç-Bergen Deniz Araştırmaları Enstitüsünde “Akustik sörvey, balık stoklarının ölçümü ve açık deniz balıkçılığı” konularında eğitim görmüştür.

1973 yılında Hindistan/Cocin’ de yapılan “FAO/NORADAkustik Yöntemlerle Balıkların İzlenmesi ve Miktarlarının Hesaplanması” kursuna katılmıştır. Ayni sene içerisinde Akdeniz Balıkçılık Genel Konseyi (GFCM/FAO) sekreterliği tarafından bu konseyin “Akustik yöntemlerle balıkların stok boyutlarının ölçülmesi ve balık istatistikleri yöntemleriyle kaynakların değerlendirilmesi” konulu iki alt çalışma grubuna üye seçilmiştir.

1976 yılından 1980 yılına kadar Tarım Bakanlığı bünyesindeki “Su Ürünleri Genel Müdürlüğü” nde Uzman balıkçılık biyoloğu olarak görev almıştır.

1985 yılından itibaren Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışmıştır.

1996 yılı başında Üniversiteden emekli olmuştur. Emekli olduktan sonra Tarım Bakanlığınca yürütülen bir bölüm eğitim programlarında eğitici olarak aktivitelerini sürdürmüştür. Ayrıca TAP’ da proje lideri olarak 1997-1999 yılları arasında Dünya Bankası Destekli “Ege Deniz Endüstriyel Balıkçılığı Üzerine Araştırma”  ve yine 2000 yılında “Akdeniz Endüstriyel Balıkçılığı Üzerine” olan iki araştırma projelerini yürütmüştür.

2005 yılında, Yalıkavak Belediyesi desteğinde “Ege denizinde Ağ-Parakete Balıkçılığının Ekonomiye Kazandırılması” başlığı taşıyan Avrupa Birliği projesini yürütmüştür.

Bu güne kadar, 15 den fazla balıkçılık araştırma projesinde çalışmış ve yürütmüş olup, 25 in üzerinde yurt içi ve yurt dışı bilimsel yayınları vardır. Ayrıca; “Balıkçılık Biyolojisi ve Popülasyon dinamiği (ISBN 975-483-143-2), Balıkçı Gemileri Dizayn ve Donanımları (ISBN 975-483-173-4) ve Deniz Balıklarının Sürdürülebilir Avcılığında İHTİYOPLANKTON ve Önemi (ISBN 978-605-67213-0-4)” 3 adet ders kitabı vardır.

 

KAYNAKÇA

ÇÖTELİ. F.T., (2021) Ürün Raporu Su Ürünleri. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Ekonomi

              ve Politikalar Geliştirmeler Müdürlüğü  (TEPGE)YAYIN NO: 338ISBN: 978-605 7599-73-5

FAO. (2018). The State of Mediterranean and Black Sea Fisheries. General Fisheries

 Commission for the Mediterranean. Rome. 172 pp. Licence: CC BY-NC-SA 3.0 IGO.

FAO. (2019). Fishery and Aquaculture Statistics (2017). 106 p. Food and Agriculture Organization of

 the United Nations. Rome

GÜN. A., KIZAK. K., (2019) Kastamonu Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dergisi. 5 / 2 : 25-36   

Journal of Fisheries Faculty ISSN 2147- 2254 / e-ISSN:2667-8659

 KARA. Ö.F., (2022)DENIZKARTALI Haber Portalı https://denizkartali.com/ Balıkçılığımız için iki Can

 Yeleği kota sistemi ve yeni av takvimi

KARA Ö.F., (2022) DENIZKARTALI Haber Portalı – https://denizkartali.com/coken-balikciligimizda-

 Radikal-çıkış-yolu.

İBB,. (2020)  İzmir Belediyesi Balık Hal Fiyatları.   https:/eislem.izmir.bel.tr

TOB (2021) TÜİK Su Ürünleri Haber bülteni

TAGEM (2019) Tarım Orman Bakanlığı Su Ürünleri Sektör Politika Belgesi Ankara (2019-2023)

TOB  (2019). Tarım Orman Bakanlığı Su Ürünleri istatistikleri. Mart. 2019 (Ankara)

TÜİK  (2011). Türkiye İstatistik Kurumu Su Ürünleri istatistikleri (Ankara).

TÜİK  (2014). Türkiye İstatistik Kurumu Su Ürünleri istatistikleri (Ankara).

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.